2009 yılına girdiğimizden beri büyük bir hızla gelişen Blog mecrasında yerimizi korumak ve yükseltmek için yapmamız gereken birçok girişim vardı. Fakat hernedense Blog çizgimizi yükseltmek yerine daha aşağılara çekmeye başlamışız...
Yani en azından ben böyle hissediyorum. Bunun sebebini dürüstçe açıklamak isterim, zaten daima da dürüstlükten yanayım. Öyle "birçok blogcunun yaptığı gibi" bir cümleyle başlamak istemiyorum söze. Kendi suçuma yandaş arıyor gibi gözükmek istemem çünkü...
DüşünGeç'i kurduğumdan beri yazdığım her 5 yazıdan en az 3'ü Google'a oynayan bir içerikten oluşuyordu. Tamam güzelde ziyaretçi geliyordu ve bu ister istemez daha fazla içerik girme isteği uyandırdı bende. Bunu zaten inkar edemem...
Fakat bunun sebebini, orda burda ünlü blog yazarı olarak anılan kişilerin kendi makalelerinde yazdıkları "Ziyaretçi Çekme Yöntemleri" yada "Blogunuzu Popülerleştirin" gibi paylaşımlarına bağlıyorum. Çünkü her yazının temelinde Google'a oynayan bir yapı sergileniyordu. Günceli takip etmek bir blog yazarının yapması gereken ilk iştir. Fakat günceli takip ederken sanırım fazlasıyla detaya girdim :) Yok onun albümü, yok bunun filmi, yok şunun klibi derken Google'dan çok iyi ziyaretçi çektim.
Bir Bloga ziyaretçi gelmesi, o blog sahibi için inanılmaz haz verici duyguları barındırır içten içe :) Bloguma gelsinler, beni takip etsinler, yazılarıma yorum yapsınlar, reklamlarıma tıklasın vs. vs. tarzda düşünceler geçer aklınızdan...
Tamam para kazanmak isteyenler için çok güzel bir fırsat oluyor bu tarz Google'a oynayan içerikler. Ama ben bu hırsa kapıldığım sıralarda tek bir reklam (ReklamStore, Adsense vs.) programı bile yoktu blogumda ve işin ilginci neden ve niçin yazdığımıda bilmiyordum. Fakat şimdi anlıyorum herşeyi, bunu yapmamın tek sebebi şöhret olma kaygısıymış :)
Tahminen 5-6 yıllık bir internet kullanım geçmişim var. Bu süre içerisinde gerek Forum sitelerinde gerekse de çeşitli program sitelerinden birçok bilgiler edindim. Blogcu olmaya ise 2 yıl önce başladım ve bu bilgi birikimlerimi kullanmak yerine işte bu tarz Google'a oynayan içeriklere harcadım. Ama gördüm ki, Google'dan gelen ziyaretçilerin %85'i vasıfsız, yani Blog kültüründen habersiz olan sıradan kullanıcılarmış...
E bizim amacımız bu değildi ki. Okunan ve takip edilen bir Blog yaratmaktı. Ama böyle dönemsel ziyaretçiler ile bir yere varılmayacağını daha yeni kavradım. Aslında bizi takip eden blogcu sayısı Allah'a şükür şuan için tatmin edici. Lakin sanırım onlarda bu tarz konulardan sıkılmış olacak ki, yorum bile yapmaz oldular :)
İşte bu noktada geçmişe bir sünger çekmeye karar verdim. Bundan sonra hedefim insanlara bildiklerimi yararlı bir biçimde aktarmak ve hiç yapmadığım birşey olan blogcular arası iletişimlerimi artırmak olacaktır.
Tabuhan Özçelik
Yani en azından ben böyle hissediyorum. Bunun sebebini dürüstçe açıklamak isterim, zaten daima da dürüstlükten yanayım. Öyle "birçok blogcunun yaptığı gibi" bir cümleyle başlamak istemiyorum söze. Kendi suçuma yandaş arıyor gibi gözükmek istemem çünkü...
DüşünGeç'i kurduğumdan beri yazdığım her 5 yazıdan en az 3'ü Google'a oynayan bir içerikten oluşuyordu. Tamam güzelde ziyaretçi geliyordu ve bu ister istemez daha fazla içerik girme isteği uyandırdı bende. Bunu zaten inkar edemem...
Fakat bunun sebebini, orda burda ünlü blog yazarı olarak anılan kişilerin kendi makalelerinde yazdıkları "Ziyaretçi Çekme Yöntemleri" yada "Blogunuzu Popülerleştirin" gibi paylaşımlarına bağlıyorum. Çünkü her yazının temelinde Google'a oynayan bir yapı sergileniyordu. Günceli takip etmek bir blog yazarının yapması gereken ilk iştir. Fakat günceli takip ederken sanırım fazlasıyla detaya girdim :) Yok onun albümü, yok bunun filmi, yok şunun klibi derken Google'dan çok iyi ziyaretçi çektim.
Bir Bloga ziyaretçi gelmesi, o blog sahibi için inanılmaz haz verici duyguları barındırır içten içe :) Bloguma gelsinler, beni takip etsinler, yazılarıma yorum yapsınlar, reklamlarıma tıklasın vs. vs. tarzda düşünceler geçer aklınızdan...
Tamam para kazanmak isteyenler için çok güzel bir fırsat oluyor bu tarz Google'a oynayan içerikler. Ama ben bu hırsa kapıldığım sıralarda tek bir reklam (ReklamStore, Adsense vs.) programı bile yoktu blogumda ve işin ilginci neden ve niçin yazdığımıda bilmiyordum. Fakat şimdi anlıyorum herşeyi, bunu yapmamın tek sebebi şöhret olma kaygısıymış :)
Tahminen 5-6 yıllık bir internet kullanım geçmişim var. Bu süre içerisinde gerek Forum sitelerinde gerekse de çeşitli program sitelerinden birçok bilgiler edindim. Blogcu olmaya ise 2 yıl önce başladım ve bu bilgi birikimlerimi kullanmak yerine işte bu tarz Google'a oynayan içeriklere harcadım. Ama gördüm ki, Google'dan gelen ziyaretçilerin %85'i vasıfsız, yani Blog kültüründen habersiz olan sıradan kullanıcılarmış...
E bizim amacımız bu değildi ki. Okunan ve takip edilen bir Blog yaratmaktı. Ama böyle dönemsel ziyaretçiler ile bir yere varılmayacağını daha yeni kavradım. Aslında bizi takip eden blogcu sayısı Allah'a şükür şuan için tatmin edici. Lakin sanırım onlarda bu tarz konulardan sıkılmış olacak ki, yorum bile yapmaz oldular :)
İşte bu noktada geçmişe bir sünger çekmeye karar verdim. Bundan sonra hedefim insanlara bildiklerimi yararlı bir biçimde aktarmak ve hiç yapmadığım birşey olan blogcular arası iletişimlerimi artırmak olacaktır.
Tabuhan Özçelik
Hit kaygısı her zaman yazan kişinin yapısı bozmak için fırsat arar. Şöyle düşünün 10.000 hite sahiptir yazdığım adres yazılarım değersiz 10 kişiden tebrik almıştırım birde 1000 hite sahibimdir ama yazdıklarımı gelen 1000 kişide okur ve tebrik eder. Şahsen yazdığım yazılarla yetinmeyip bana ulaşan mail çeken kişileri tanıdıkça ne hit nede başka birşey açıkcası ilgilendirmez oldu. Hadisenin klibi değilde ihtiyaç duyulan bir konuyu paylaşmak her zaman tercihimiz olmalı. Yeni vizyon tüm düşüngeç okurlarına hayırlı olsun diliyorum.
YanıtlaSil