Bu soruyu kendinize hiç sordunuz mu ? Yada sorup sağlıklı bir cevap alabildiniz mi ?
Türkiye'de 2005 yılında popülerleşmeye başlayan Blog macerasında her geçen gün yeni birşeyler oluyor. Blog kavramını bilen de bilmeyen de Blog kurmaya başladı. Ama merak ettiğim şey şu; Blog tutmakla hayatımıza ne gibi renkler geldi yada hayatımızdan neler gitti ?
Şahsen benim hayatımda Blog tutmanın yeri; çevremde gelişen olay ve haberlere karşı tepkisiz kalmama yada sessiz kalmama gücü verdi. Kendisini konuşarak ifade edebilen bir toplum olmadığımız için yazarak birşeyleri paylaşmak daha mantıklı geliyor.
Küçüklüğümden beri adam gibi okuduğum kitapların sayısı 3 yada 4'ü geçmez. Fakat Türkçe'yi kullanma biçimi ve imla kurallarını uygulama şekli konusunda iddialıyımdır. Bunun sebebi aldığım okul eğitimi değil, Blog tutmanın bana kazandırdığı ek özelliklerdir. Her nekadar ortalarda Blog Yazarı sıfatıyla gezinen imla kurallarından yoksun ve türkçeyi katleden bir biçimde Blog tutan arkadaşlarda mevcut. Fakat onlara laf söyleme gibi bir hakkımız yok. Çünkü onlarında kendini ifade etme özgürlüğü var ve belki de bu şekilde kendilerini ifade edebiliyorlar. Kim bilir...
Peki sizin için Blog tutmanın hayatınızdaki yeri ve kazandırdıkları ?
Geze geze göre göre ister istemez bir şeyler kapıyor insan. Tüm güncel olayları buralardan öğreniyorum. Güzel yazı olmuş.
YanıtlaSilBenim okuduğum kitaplar da 300-400'den aşağı değildir. :)
YanıtlaSilBen şimdi çocukluğumdan beri mi blogcuyum. :P
GErçekten çok farklı bir zevk. İnsana büyük değerler katıyor. Tabii ki kopyala/yapıştır blogculuk yapılmıyorsa. :)
@Erdemir, yazılara yapılan yorumlarda genel bir klişe vardır. Özellikle de forumlarda paylaşılan bir yazıya güzel yorum geliyorsa, yazıyı hazırlayan kişi şunu söyler; "Teşekkürler arkadaşlar, yardımcı olabildiysem ne mutlu bana!"
YanıtlaSilAma nedense "Ne mutlu bana!" kısmı hiç değişmez, hep aynıdır :P Bu yüzden bu klişeyi yapmak istemiyorum. Sadece yorum yapan elleriniz dert görmesin diyorum.
@immortALance, düz mantık ile bakarsak evet, sen çocukluğundan beri blogcusun :) Yada en azından blog tutmak için gerekli olan bilgilerin temellerini erken yaşta atmışsın diyebiliriz ;)
Türkçe'yi büyük harfle yazmamış ve kesme işareti kullanmamışsınız. Saygılar.
YanıtlaSilDüzeltildi. Hatasız kul olmaz :)
YanıtlaSilYazım Kuralları konusunda iddialı olduğunuzu söylediğiniz için katkı yapayım dedim.
YanıtlaSil"Her nekadar ortalarda Blog Yazarı sıfatıyla gezinen imla kurallarından yoksun ve türkçeyi katleden bir biçimde Blog tutan arkadaşlarda mevcut. Fakat onlara laf söyleme gibi bir hakkımız yok. Çünkü onlarında kendini ifade etme özgürlüğü var ve belki de bu şekilde kendilerini ifade edebiliyorlar. Kim bilir..."
Tırnak içindeki paragraf sizin. Kopyala yapıştır yaptım. Aynen almak istedim.
Gördüğünüz gibi 'Türkçeyi" sözcüğünü burada da küçük harfle başlatmışsınız. Önceki düzetmenizde eleştiren arkadaşın sözüne uyup 'yi' ekini kesme işaretiyle ayırmışsınız. Oysa '-çe' yapım ekini aldığı için kesmeye gerek yoktur. (Kural: Özel isimlere gelen yapım ekinden sonra gelen çekim eki de kesme işaretiyle ayrılmaz.)
Ayrıca 'de' bağlacını da ayrı yazmanız gerekirdi.( Blog tutan arkadaşlar da, onların da).
Türkçeyi önemsemeniz beni sevindirdi. Öğrenmenin yaşı yok değil mi? Bazen hepimiz kaçırabiliyoruz. Özen göstermek hepimizin görevi.
Başarılar...
@Aysema, inadıma değiştirmeyeceğim :)
YanıtlaSilSevgili Tabuhan,
YanıtlaSilKırdıysam üzülürüm. Böyle bir amacım yoktu, inan.
İnadın bana mı, Türkçeye mi? Banaysa önemli değil, Türkçemize ise üzülürüm.
Sevgiler...
@aysema, normal hayatta Türkçe'me çok dikkat eden biriyim. Fakat internetten ortamında sözler klavyeden çıktığı için ister istemez hata yapılıyor. Sorun bu da değil. İnsanlara bir konuda iddialıyım derseniz, incik pincik ederek sizin açığınızı bulmaya kendilerini borçlu hissederler. Benim inadım buna :)
YanıtlaSilAysema abla siz türkçe öğretmenimisiniz.
YanıtlaSil