Mozilla Firefox Sürekli Çıkışta !

Sunduğu hizmetleri ve eklentileri ile kendi alanındaki piyasada her geçen gün söz sahibi olamaya başlayan Mozilla Firefox yöneticileri 8 hafta içerisinde 30 milyon yeni kullanıcıya ulaştıklarını dile getirdi. Yapılan bu ilginç açıklama da beraberinde soru işaretlerini getirdi.

Peki nasıl bir anda bu kadar ek kullanıcıya ulaştılar?

Mozilla Europe'tan Tristan Nitot bu istatistiki rakamın Mozilla Firefox kurulu olan bilgisayarlardaki güncelleme kontrolü sırasında kayıtlara geçtiğini ifade etti.

Güncelleme taleplerini ölçerek günlük aktif Firefox kullanıcı sayısını belirleyen Mozilla yöneticileri, çıkan sonucu 3 ile çarpıyor. Bunun sebebini de hergün internete girmeyen kullanıcılarıda kapsayıp hesaplamak olduklarını belirtiyor. Buna göre incelersek, şuanki iddia edilen 30 milyonluk kullanıcı artışı aslında 10 milyon küsür güncelleme isteğinden hesaplanmış oluyor.

Mozilla Firefox yöneticisi John Lilly, bu aşırı artışı okulların açılması ile birlikte çocuklara alınan yeni bilgisayarlara bağlıyor.

Tarayıcı pazarında ise Firefox'un ataklarından sonra son durum şöyle; İnternet Explorer kullanıcı sayısı %1.26 değerinde düşerek %65.71'e geriliyor. Mozilla Firefox ise %0.77 artarak değerini %23.75'e yükseltiyor. Bunun dışında hala tek haneli rakamlar ile varlığını sürdüren Safari, Chrome ve Opera gibi tarayıcılar bu pazarın epey dışında kalmış gibi gözüküyor.

Maris Global - Çin Dış Ticaret Merkezi

Malumunuz dünyada ticaret adına büyük söz sahibi olan, her ne kadar kaliteli veya kalitesiz iş yaptıkları konusunda her kesimin ayrı bir görüşü olsada Çin şuan için dünyanın en büyük ticaret ülkelerinden biridir.

Çin ticareti hakkında detaylı bilgi almak ve fabrikaların işleyişi hakkında danışmanlık alabileceğiniz bir firmadan söz etmek istiyorum. Bunun için kendilerini tanıtan bir giriş metnini alıntı yapmak yeterli olacaktır. Ayrıca, konu hakkında daha da detaylı araştırma yapmak istiyorsanız, yine aynı site sahiplerinin oluşturduğu birde Çin Forumu mevcut.

Sunum:

Değerli Türk İşadamlarımıza Çin'de ürün araştırması, Çin’deki üreticiler hakkında bilgi, fabrikalarda kalite kontrol işlemleri ve tüm ticari konularda, profesyonel danışmanlık yapmaktayız.. .

Her yıl yüzlerce Türk girişimci, Çin'den yaptığı ithalat'ta hayal kırıklığı yaşıyor, para vede zaman kaybediyor.

Çin'de, sizin adınıza çalışan bir ekibiniz olmadan, Çin'le iş yapmak çok riskli ve zordur.

Çin’den ithalat yapmak istiyor fakat ürün araştırmada veya fabrikaya ulaşmakta güçlük çekiyorsanız,

Çin’de ürün alacağınız fabrikaları belirlemiş olsanız bile, fabrika guvenilirliğinden ve ürünlerin kalitesinden emin olmak istiyorsanız.

Çin’deki fabrikalarla çeşitli konularda da iletişimde sorunlar yaşamış olup, bundan sonra yaşamak istemiyorsanız, , “zira internetten bulupta görüştüğünüz bir çok fabrika gerçekte aracı firma çıkmatadır.

İthalatına karar verdiğiniz ürünlerin eksiksiz ve hatasız olarak üretilmesi için üretim aşaması tamamlanana kadar üretim sürecini takip eden ve tabiî ki sizinle aynı dili konuşan uzman bir kadro tarafından sürekli kontrol edilmesini istiyorsanız,

Çin ile ilişkili bütün işlerinizin, ürünün bulunmasından kalite kontrollerinin yapılmasına, vize işlemlerinden, resmi anlaşmalarınıza, rehberlik işlemlerinden ürünlerin konteynırlara yüklenmesine kadar tüm işleriniz için deneyimlerimiz ve referaslarımızla hizmetinizdeyiz.

Saygılarımla,

Melis TAŞÇI

Google 29 Ekim Cumhuriyet Bayrami Özel Logosu

Şuan itibariyle 29 Ekim Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun inşallah. Bu güne özel söylenecek çok şey var ancak şimdilik sadece şık bir Google logosu ile açılış yapalım.

Özel günleri daima düşünen Google amcamız, bu sefer ki logosunda kısa ve öz tabirini kullanarak bir çalışma hazırlamış. Tamamen yeşil renginin hakim olduğu 29 Ekim'e özel logo için Google çalışanlarına teşekkür ederiz.

İyiki varsın Google :)

Cumhuriyet Bayramımız Tüm Türkiye'ye Kutlu Olsun!

Konak Türk Filminin Fragman Videosu

30 Ekim Cuma günü vizyona girecek olan Konak, başarılı bir Türk korku filmine imza atacak gibi gözüküyor film :) Oyuncu kadrosunda da, dünyanın en genç güzeli seçilen Almeida Abazi var. Bu haliyle bile Türk erkeklerinin dikkatini çekecek bir film olacağı kesin.

Fragmanı daha bugün izleme fırsatı buldum. Klasik bir korku filmi teması olsada, bazı sahneler çok dikkat çekici geldi. En azından yine bir Türk yapımı korku filmi olan "Okul" veya "Büyü" filminden daha başarılı görüntülere sahip. Bu yüzden birkez şans vermeye değer gibi gözüktü gözüme :)

Konak filminin görüntü resimleri için tıklayınız.

Filmin Konusu:

Kültür mirası projeleri ödevi için aynı gruba düşen 6 üniversiteli arkadaş, hocalarının Safranbolu bölgesini kendilerine vermesi üzerine Safranbolu‘ya doğru yola çıkarlar. Safranbolu‘ya giderken arabalrı bozulur ve karşlıarına pek güven vermeyen yardım edecek biri çıkar, az konuşan ve bakışları tuhaf birisi. Rezervasyonlarının iptal edildiğini öğrenirler ve sadece boş bir konak bulurlar kalabilecekleri. Konağa yerleşen gençler saat gece yarısına yaklaştıkça sıra dışı olaylarla karşılaşmaya başlarlar.

Konak filminin fragmanını izleyin:

2 Günde Ankara Seyahati

Bu hafta sonu Ankaradaydık.Büyük zorluklarla açılan içmimarlar odasının 1.öğrenci kurultayı vardı.

Cumartesi sabahı başladı yolculuğumuz.Güneş henüz uyanmamışken biz yollardaydık.Ankarada yapılacak olan TMMOB içmimarlar odası 1. öğrenci kurulayına yetişmemiz lazımdı.
Selçuk Üniversitesi İç Mimarlık bölümü öğrencileri olarak 80 kişi çıktık yola.Öğrenci işi şarkılarla türkülerle 3 saatlikbi yolculuk geçirdik.Heyecansız geçen yolculuğun ardından Çankaya Üniversitesinin önünde durduk.Yeni başlamış olan kurultaya yetişebilmekiçin koştur koştur salona daldık.Türkiyedeki bütün İç Mimarlık öğrencileri oradaydı.(Bizden başka 1.Sınıf yoktu o ayrı)
3 oturumdan oluşan kurultayda Bölüm başkalnarı eşliğinde öğrenciler sunumlarını gerçekleştirdi.

1.Oturum: Prof.Dr. Meltem EtiProto (Marmara Üniversitesi İçmimarlık BölümüBaşkanı)

2.Oturum: Doçent.Dr. B. Burak KAPTAN (Anadolu Üniversitesi İçMimarlık Bölüm başkanı)

3.Oturum: Rabia Köse Doğan (SelçukÜniversitesi İç Mimarlık Bölüm başkanyardımcısı)

Kurultaya Marmara üniversitesi ile İzmir ekonomi üniversitesinin arasındaki tartışmalar damga vurdu.Anlamsız bir tartışma oldu.Marmara üniversitesi İçmimarlığın sanat içerdiğini düşünürken.İzmir ekonomi üniversitesi sanat içermediğini düşünüyordu.Çünkü Marmara özel yetenek sınavlarıyla alırken(Bu sınavada 5000 kişi müracat ediyor), İzmir ÖSS puanıyla alıyor(Ayrıca özel üniversite).Uzun süren tartışmaların ardından konu tatlıya bağlandı.İzmirli arkadaşlar 2.Kurultayı kendi okulunda yapmak istediler.Bizde kabul ettik.İnşallh 2.kurultay izmirde.

Akşam 9 gibi biten kurultayın ardından yemek yemeye gittik.Çardak diye bir restoranta gittik.Pideler geldi, yedik bitti.Sonra hocalar dediki 10TL çıkın.Hayda...Ne yedik ki.Kıymalı pide, birde ayran.Anlıyacağınız resmen kazıklandık.Yediğimiz yemekte birşeye benzemiyordu gerçi.Adamlar 80 kişiden 800TL yi cebeindirdi.

Yemeğin ardında doğru Tetaş Misafirhanesi.Ben bir köy misafir hanesi beklerken karşımıza otel gibi bir yerçıktı.4 ranzalı odalar beklerken.2 kişilik lüks odalar =).Neysem, saat12 gibi Ankara gece turunun ardından arkadaşlarla sohbet ederek 2 gibirüya alemine dalış yaptık.

Pazar günü erken kalktık tabi.Gezceğimiz çok yer vardı Ankarada.Ama öncelikle kahvaltı yapmamız lazımdı.Akşamki 10TL vurgunundan kurtulmamış olacazki bir simit evine gittik.3 poaçayla karnımızı doyurduk.Otelin kahvaltısından da iyi olduhani...

İlk olarak Japon kültür evi varmış, oraya gittik.Çekik gözlü kardeşlerimizi ziyaret ettik.Japon kültürünü çokdaha yakından tanıma fırsatımız oldu.japon mimarisi hakkında bilgiler edindik.Ardındanda Panora alış veriş merkezine gittik.Mimarisine hayran kaldığım Ankaranın güzel bir eseriydi Panora.Hakkını vermek lazım, mimarlar iyi iş çıkarmışlar valla.1 saatlik modern mimari seyrinin ardından, post modernizm akımıyla yoğrulmak için beypazarına doğru yola çıktık.

Geçmişin izlerini hiç kaybetmemiş olanBeypazarında ilk Hıdırlık tepesine çıktık.Başımızdaki rehberinde dediği gibi Hıdırlık tepesi gerçekten harika bir yer.Beypazarının her yerini gören tepenin manzarası gerçekten görülmeye değer.Hz.Hıdır'ın kendini Allah'a en yakın hissettiği ve bu yüksek tepede ibadet ettiği için Hıdırlık tepesi diye anılıyor.Güzel manzaranın seyrinin ardından düştük Beypazarı sokaklarına.Buram buram tarih kokan sokaklarda gezmek gerçekten çok güzeldi.İnişli çıkışlı sokaklar, kendinizi 50 yılöncesinde hissettiren kıyafetler, modern hayattan uzak yaşayan insanlar.Beypazarında ilk gittiğimiz yer bir müzeydi ama müze kapalıydı.Bizde zaman kaybetmeden gezeceğimiz diğer müzeye doğru yola çıktık.Beypazarı sokaklarında yorucu bir yolculuk geçirdik.En sonunda yaşayan müzeye vardık.(Müzenin resmi web sitesi)Kendi kültürlerine gerçekten çok güzel sahip çıkan Beypazar'lıların güzel bir etkinliği, yaşayan müze.Yaşlı bir nene öncelikle bize bir masal anlattı.60 lişilik öğrenci grubu olarak çokgüzel vakit geçirdik.Ardından da, bir öğretmen tamburuyla bize unutamıyacağımız dakikalar yaşattı.

Bize bu güzel dakikaları yaşattığı için müze müdürüne teşekkür ederek oradan ayrıldık.Sabahtan beri hiç bir şey yememiştik ve açlıktan çıldırmak üzereydik =).Neyseki başımızdaki rehber bizi bir restoranta götürdü.Saolsun 15TL den 10Tl ye indiler.Eski lokantaya görede yemekler çok güzeldi.Yanlız beni üzen garsonların geleneksel menüyü "fix menü"diye tabir etmeleri.Menüde tarhana çorbası, sarma, güveç(Ben güveç yemedim o ayrı) ve baklava.Tarihi bir restoranttı ve hem gözümüzde hemde damağımızda güzel bir lezzet bıraktı.

Saat baya geç olmuştu ve yarın sabah erkenden dersimiz vardı.Ama saolsun hocalar yarın sabahki dersi iptal ettiler.Apar topar yola çıktık ve marşlarla yolun yarısını geçirdik.Kalan yoluda uyuyarak geçirdik.Saat 03:30 gibide Konya'daydık.Rektörlük binasının önünde indikten sonra eve geldim.Kısa bir hasret gidermenin ardından rüya alemine doğru kanat çırpmaya başladım...

Resimler yükleniyor...

Saatler Niye 1 Saat Geriye Alınıyor?

Şu yaz kış saatlerin geri veya ileri alınmasına uyuz oluyorum. Ne gerek var ki böyle şeylere...

Bak daha bugün saatler geri alındı ama benim dengem fazlasıyla bozuldu. Şu saatte hava kapkaranlık oldu. Birazdan da uyurum herhalde :)

Acaba diyorum erken mi alıyoruz saatleri geriye... Yoksa 2-3 hafta sonra mı almalıydık geriye?

Neyse ne, sonuçta bunu geri alacak değiller ya. Ama merak ediyorum acaba niye böyle birşey yapma ihtiyacı hissediyoruz?

Aslında cevabını internetten arasam bulurum ama gerçeklerle yüzleşmek istemiyorum :P Oyüzden bunun benim için hala bir sır olarak kalmasını istiyorum. Burada yazmamın amacıda sadece içimi dökmekti. Bu tarz kişisel problemlerim yok yani rahat olun :)

Arka Siradakıler 25 Ekim Pazar Bölümü

25 Ekim Pazar, yani bu akşam Fox Tv ekranlarında yayınlanacak olan Arka Sıradakilerin yeni bölümünde (88. Bölüm) müthiş sürprizler bizi bekliyor.

Şahsen televizyonda izlediğim tek dizi olan Arka Sıradakileri büyük bir keyif ile izliyorum. En azından lise yıllarıma geri dönüp, hatıralarımı canlandırıyorum. Hani lisedeyken hocalarımız hep derdi ya; "Çocuklar bu günlerinizi çok arayacaksınız" diye. İşte harbiden arıyorum. Ozamanlar "Boşver ya" diyip geçiştiriyorduk. Ama elimizden neyin kayıp gittiğini daha yeni anlıyorum. Ah gençliğim ah :)

Geçen haftaki bölümde en son Kemal Hoca gelmişti okula. Zaten orada bitirdiler heyecan olsun diye :) Bu haftaki bölümün fragmanını izleyince, Kemal Hoca kendi ağzıyla geri döndüğünü söylüyordu. Bakalım şu agresif ve disiplin canavarı Suna Hoca okuldan gönderilecek mi? Yoksa Kemal Hoca öğretmenlikten istifa edip, fazla oynak olan kuzeninin başında mı duracak? Az sonra! :)

İşte böyle. Büyük bir heyecanla yeni bölümün başlamasını bekliyorum. Yanınada sütsüz bir nescafede süper gider hani :)

Ülkühan 500.000 TL Kutlaması - Varmısın Yokmusun

Evet, en sonunda büyük ödül sahibini buldu! Yaklaşık 2 senedir devam eden varmısın yokmusun programında nihayet biri 500 bin tl'lik ödülün sahibi oldu. Bu ödülü de en çok hakeden kişi aldı. Yani Ülkühan!

Şimdi isterseniz o müthiş gecenin birkaç resmini paylaşalım:

Yetişkin olmak ne demektir?

Where will we be when the summer's gone...?

Doğruyu söylemek gerekirse bilmiyorum. Derler ki yaz mevsimi her şeyi değiştirirmiş. Çünkü yaz mevsimi tecrübe edinmek ve bu edindiğin tecrübeleri değiştirmek içindir.

Gerçi ben kendimi değiştirmek istiyormuyum buna pek emin değilim. Hayatımdan her zaman memnun olmasam da, sanırım değişmekten çok korkuyorum Bazen bir daire içine hapsedilmiş gibi dönüp duruyorum ve bir adım bile ilerliyemiyorum. Ama bazen de bunun aslında çok da kötü olmadığını düşünüyorum ama içten içe ilerlemek de istiyorum. Sanırım yetişkin olmaktan çok korkuyorum çünkü değiştiğiniz an otomatikman yetişkin oluyorsunuz. Yetişkin. Gerçekten bunu istiyormuyum emin değilim.

Yetişkinler her zaman tartışıyorlar. Acaba yetişkin olup aynı zamanda içindeki çocuğu kaybetmemenin bir yolu var mıdır?

Eğer var ise yetişkinler çocuklarını neden anlamıyor?

Amerikan Rüyası Bu Olsa Gerek?

Hayatımızın bazı dönemlerinde art arda aynı rüyayı ya da rüyamızda hep aynı kişiyi gördüğümüz olmuştur. Bu kimi zaman dehşet verici bir his, kimi zaman ise birşeyleri mi açıklıyor tarzında merak uyandırırdı. Lakin şimdi okuyacağınız haberde, müthiş bir gizemin perdesini aralıyacağız...

Asparagas haber olma ihtimalinin bana göre yüksek olduğu bu dedikodular, Amerika'nın yanısıra tüm ülkeleri de etkisi altına almaya başlamış bile. Öncelikle haberin detaylarını okuyalım:

Rüyalarında aynı adamı gören binlerce insan bu gizemi çözmek için bir internet sitesi kurdu. Siteye yaklaşık 50 ülkeden “Ben de rüyamda bu adamı görüyorum” diyen on binlerce kişi akın etti.

New York kentinde terapi gören bir hasta 2006 yılında psikiyatristine uzun süredir rüyasında bir adamı gördüğünü söyledi. Hasta, daha sonra gördüğü adamın suratını çizerek doktoruna verdi. İki gün sonra doktorun bir başka hastası, masanın üzerinde duran bu çizimi gördü ve “Bu adamı uzun süredir rüyamda görüyorum. Siz tanıyor musunuz” diye sordu. Bunun üzerine şaşıran doktor, çizimi diğer psikiyatrist arkadaşlarına gönderdi.

Üç yıldır arıyorlar

Gelen haberler şaşırtıcıydı. Diğer meslektaşları da hastalarından bazılarının bu adamı rüyasında gördüğüne yemin ettiğini söyledi. Sonunda aynı adamı rüyalarında gören ABD’liler bir araya gelerek ve bir internet sitesi açtı. Siteye gösterilen ilgi inanılmazdı. Sao Paolo’dan, Sydney’e, Londra’dan, Moskova’ya binlerce insan siteye başvurarak bu adamı rüyalarında gördüğünü söylüyordu. Son üç yıldır, bu adamın kim olduğunu bulmak için büyük bir kampanya başlatıldı. Onlarca kentte sokaklara çizimin posterleri asıldı. Ancak hala bu adam bulunmuş değil.

Medyum diyen de var bilimle açıklayan da

Uzmanlar bu adamın kim olabileceğine dair birçok teori geliştirdi. İşte bazıları:

Sabit psikolojik bir yüz olabilir: Psikanalizmin kurucularından Carl Jung’un teorilerine göre, bu beynin stresli duygusal veya dramatik olaylarda gösterdiği bir yüz olabilir. Yani nasıl tüm insanların bilinçaltı tepkileri aynıysa, bilinç altımızda evrimsel olarak gelişen bir surat olabilir.

Bir fenomen olabilir: Birçok uzmanın da savunduğu bu iddia, en mantıklısı. Uzmanlara göre, bu resmi gören ve rüyalarda görüldüğünü öğrenen insanlar, etkilenerek onlar da rüyalarında görüyor.

Gündüz teorisi: Bu teoriye göre, rüyalarda gördüğümüz ve tanımadığımız insanların suratlarını aslında hatırlamıyoruz. Böylece, bu suratı, aslında rüyamızda görmüş gibi hatırlıyoruz ancak gördüğümüz bu adam değil.

Dini açıdan “ak sakallı dede”: Bazı dini teorilere göre, surat bir meleğin, yaratıcının veya temsilcisinin suratı olabilir. Suratın aynı olması, ancak söylediklerinin farklı olması da insanlara duymak istediği şeyleri söylemesi olabilir.

Rüya sörfçüsü: En ilginç teoriye göre, bu insan, bir medyum olabilir ve diğer insanların rüyasına giriyor olabilir. Bazılarına göre ise, bu surat, büyük bir şirket tarafından hazırlanan bir ürünün nöro-pazarlaması için deney de olabilir.

VATAN

Amerikalılar bu tarz esrarengiz ve ilgi uyandıracak fenomenler yaratma konusunda çok başarılıdırlar. Bunu tarih boyunca onlarca kez gördük ne yazık ki :) İşte tarih tekerrürden ibarettir diyerek, bunun da insanları gereksiz yere meşgul edip yeni bir fenomen yaratma amaçlı olduğunu savunuyorum.

Kara Büyü Filminin Ön İncelemesi

Vizyona yeni giren filmleri incelerken Kara Büyü isimli bir korku filmini keşfettim. Resimlerini ve konusunu incelediğimde, gerçekten sağlam bir filme benziyor diye mırıldandım. Son dönemlerde çıkan en iyi korku filmi bana göre hala "Rec" fakat ona rakip olabilicek bir yapıma benziyor. İsterseniz filmin konusuna bir göz atalım:



Kara Büyü Filminin Konusu:

“Spider-Man-Örümcek Adam” ve “Evil Dead” serisinin harika yönetmeni Sam Raimi, şeytani bir lanetin etkisini kırmanın çaresini umutsuzca arayan bir genç kadının öyküsünü anlatan ve sinemaseverlere Fida Film tarafından sunulacak olan, “Kara Büyü – Drag Me to Hell” ile korku türüne geri dönüyor.

Christine Brown (Alison Lohman), Los Angeles’ta yaşayan bir ev kredisi uzmanıdır. Mesleğinde hırslı ve tutkuludur. Clay Dalton (Justin Long) adında yakışıklı bir erkek arkadaşı vardır. Hayatında herşey tam istediği gibidir. Ta ki, esrarengiz görünümlü Bayan Ganush’un (Lorna Raver) aldığı konut kredisinin vadesinin uzatılması talebiyle bankaya gelişine kadar…

Christine bu noktada kararsız kalır. İçgüdülerinin sesini dinleyip yaşlı kadına istediği süreyi vermeli midir? Yoksa patronu Bay Jacks’ı (David Paymer) etkilemek için süre uzatma talebini reddetmeli midir? İkincisini seçerse ikramiyesini alacaktır. Christine ikincisini seçer; borcuna karşılık evden tahliye edilmesi için gerekli talimatı vererek Bayan Ganush’u zor durumda bırakır.

İntikam hırsına kapılan yaşlı kadın Christine’ye Lamia adıyla bilinen çok güçlü bir büyü yapar. Artık Christine’in hayatı cehenneme dönüşmüştür. Şeytani güçlerin saldırıları ve karamsar erkek arkadaşı tarafından yanlış anlaşılması üzerine ruhunu ebedi lanetten kurtarmak amacıyla Rham Jas (Dileep Rao) adlı bir kahinin yardımına başvurur. Hayatı kabusa dönen Christine’in normal hayatına dönmesi için kahin büyüyü tersine çevirecek çılgınca bir süreç başlatır.

Şeytani güçler giderek yaklaştıkça Christine artık akla hayale gelmeyecek bir kararla karşı karşıyadır: Lanetten kurtulmak için ne kadar ileri gidecektir?

Zorunlu Bir Değişiklik...

Genel bir sorundan ötürü tema değişikliğine gitmek zorunda kaldık. En son istediğim şeylerden biridir şu tema iyileştirmesi! Mübarek, temanın yedeğini almakla bitmiyor ki! Tüm widgets'ları tek tek yedeklemek ve yeni temaya tekrar kayıt etmek okadar sıkıcı ki :)

Ama neyse ki, kazasız belasız yeni temamıza zorunluda olsa geçmeyi başardık. Tema hakkında birşey söylemeye lüzum yok. Çünkü beğendiğim bir tema değil, ancak şimdilik idareten kullanmak zorundayız. Oyüzden göz zevkinizi bozmamak adına, 3D gözlükler ile blogumuza giriş yapmanızı tavsiye ediyoruz. Pek bir marifeti olmasa da, en azından tuhaf bir hava katıyor olaya :P

Neyse çok konuştuk... En iyisi şu sıralar popüler olan ve beni manyaklaştıran güzel bir parça ile sizleri başbaşa bırakalım.

Fecr

Siyahın ayak uçlarında al bir tohum,
Tan yerinde 1.Fecr ile batan ruhum.
Sonra yine sükûn,
Ahenksiz dansı
Varlık ile yokluğun.
Ve ondan yoğrulan bereketsiz çokluğun.
Ardından, sükûta ermiş nun'un duruluğu.
Tufandayım ama Nuh'un yokluğu.

Şimdi 2.Hicran
Ansızın karanlığın secdesi,
Al tohumların dal olduğu güneşin 2.Fecri
Geceyi kaldırımda tüketmenin ecri.
Yokluğu varlık bilmenin bedeli...

Tarık Yiğit

Cam Balkon Sistemleri

Balkonlarınızdaki monotonluktan sıkıldınız mı? Biraz daha dekoratif gözükmesini mi istiyorsunuz? Ohalde şimdi anlatıcaklarımıza kulak verin!

Sürekli gelişen teknoloji sayesinde, artık her keseye ve her zevke göre iç dekorasyon sağlanabiliyor. Bunların en güzel örneklerinden biride, hiç şüphesiz cam balkon sektörüdür.

Bu konuda daha detaya inmek gerekirse, şöyle bir açıklama yapabiliriz:

Cam balkon sistemleri de çağımıza ve kullanıcıların gereksinimleri ve balkon çeşitlerine ayak uydurarak gelişmeye ve yeni şekiller almaya mecbur kalmıştır.Cam balkon sistemleri de katlanmalı cam balkon sistemi, raylı cam balkon sistemleri, yuvarlak cam balkon sistemleri, düz cam balkon sistemleri, renkli camlı balkon sistemleri gibi.

Google Barkodun İcadı Logosu

Google'ın bugün ki logosu olan Barkod'un icadı hakkında biraz fikir alalım Wikipedia dedemizden :) Bu arada Google anasayfasını ilk açtığımda dedim Google satılığa çıkmış, bu da ürünün fiyatı (barkod) herhalde...

Barkod ya da çizgi im, verilerin görsel özellikli makinelerin okuyabilmesi için çeşitli kodlama yöntemleriyle sunulmasıdır.

Orijinal olarak barkod, veriyi paralel çizgilerin genişlikleri ve boşlukları arasında saklardı, ama günümüzde noktasal şekiller, iç içe daireler ve görüntü içinde gizli şekiller gibi farklı türlerde de görülebiliyorlar.

Barkod, barkod okuyucu olarak da adlandırılan optik okuyucular ile okunabilir veya özel yazılımlarla görüntü içinden taranabilir. Barkod bilgisayara veri girişinin doğruluğunu ve hızını artıran Otomatik Tanıma Veri Toplama (OT/VT) uygulamalarında geniş bir kullanım alanı bulmaktadır.

Geleneksel olarak barkod kodlaması sadece rakamları sembolize ederken, yeni sembolojiler tüm ASCII karakter setine büyük harf ve daha fazlasını eklemiştir. Basit barkodların ihtiyaç duyduğu alana daha fazla bilgi sığdırma gereksinimi çizgiler yerine kare hücreleri içeren (bir tür İki boyutlu barkod) matrix kodların geliştirilmesine sebebiyet vermiştir. İçiçe kodlar iki boyutlu ve tek boyutlu kodların karışımıdır ve geleneksel tek boyutlu sembolojiyi birden fazla satır içerecek şekilde bir çerçeve içinde yeniden boyutlandırma işlemidir.

Barkod Makalesinin Kaynağı

Yaş 15 Yarışma Programındaki Rezalet

Fox Tv'nin yeni yayına giren yarışma programlarından biri olan "Yaş 15" hakkında birkaç düşüncemi paylaşmak istiyorum.


Öncelikle reyting nedir bunu öğrenelim:

Reyting: İngilizce anlamı Rating olan ve dilimize Reyting olarak giriş yapan, genel anlamda televizyonların izlenme oranını belirleme de kullanılan bir tabirdir. (Bkz: Reyting Nedir?) Yani izleyicinin ilgisini çekme maksatıyla yapılan türlü türlü şaklabanlıktan öteye gidemeyen bir kavramdır.

Neyse...

Yaş 15 Yarışması: Adı üstünde, 15 yaşındaki 10 yetenekli genç kızın yarıştığı bir show yarışmasıdır. Fox Tv resmi sitesinin açıklaması:

Sunucu: Hande Ataizi, Jess Molho
Jüri üyeleri: Yeşim Salkım, Nevin Serengil, Şafak Karaman, Sinan Akçıl

Genç yetenekler FOX'ta!
Türkiye'nin çeşitli illerinde yapılan elemelerden sonra seçilen 15 yaşındaki 10 yetenekli genç kız, deneyimli Jüri üyelerinin karşısında şarkı söylüyor.
Anneleri de kızlarını bu yarışmaya hazırlıyor...

Yarışmanın birincisi, Medyapım'ın bir dizisinde başrol oyuncusu olma şansı yakalıyor.

Buraya kadar herşey tamam. Gayet güzel bir düşünce! Peki sorun ne diyebilirsiniz. Sorun bu genç (Çocuk sayılır) kızların yarışma adı altında yaptıkları ya da yaptırıldıkları gösteride! Bu kızların giydikleri mini etek, pardon mini etek baya ucuz kaldı; mini etek süsü verilmiş şortlar ile ne tarz bir show yaptıklarını merak ediyorum. Ses zaten yok denecek kadar kötü, ama önemli olan bu kızları reyting uğruna sömürmek. Daha hayatı yeni yeni öğrenmeye başlayan bu kızların orasını burasını açarak, halkın gözleri önüne koymak neyin reytingidir ya da neyin kanıtıdır bilemiyorum.

Burada kimsenin ahlak kavramını sorgulamıyorum. Ayrıca bana göre ahlak çok göreceli bir kavramdır. Neye göre ve kime göre ahlak bu tartışılır. Bunu da tartışacak tecrübeye ve sabıra sahip biri değilim. Oyüzden Fox Tv'nin bu skandal derecesindeki rezaletine bir dur demesini istiyorum. Çünkü bu ülke daha yeni yeni atlattı çocuk pornosu istismarını! Birde bu tarz yarışmalar ile gençliğin beynini sulandırmak ve kafa karışıklığına yol açmak hiç etik bir davranış değil.

"Bir Şarkısın Sen" yarışmasından esinlenerek yapıldığını düşünmüştüm fakat görüntüyü gördüğümde gerçekten şoke oldum. Eminim siz takipçilerimizde ve Türk milleti de bu durumdan en az benim kadar rahatsızdır.

Yorumlarınızı merakla bekliyorum.

Oyun1game Oyun Sitesi

İnternet dünyasına 2007 yılında çocukları eğlendirmek ve yaptığı yarışmalarla onların bilgilerini sınamak için giren oyun1game.com gecen zamanda dünyanın bir çok yerinden ziyaretçiye ulaşmıştır. Siteyi şuan Türkiye, Amerika Birleşik devletleri, Almanya, Fransa, İngiltere ve Avusturya’da ki internet kullanıcıları ağırlıkları olarak ziyaret etmektedir. Her yıl okul dönemlerinde yapılmakta olan ödüllü bilgi yarışmaları çok yakında başlatılacak ve tekrar kazanan ziyaretçilere ödüller verilecektir

Sitenin yoğun eğlence bölümleri

Araba Yarışı Oyunları : Gençlerin çok fazla ilgi gösterdiği bu kategoride en çok oynanan oyunlar Buz devri, Mini Yarış ve Formula yarışıdır.

Mario Oyna : Mario oyunları içerisinde en çok tercih edilen bir eğlenceli macera oyunudur. Şiddetle denemenizi tavsiye ederiz.

İki Kişilik Oyunlar : İki arkadaşınızla yan yana geldiğinizde zelve oynayacağınız oyunlar bulunur. En çok tercih edilenler ise iki kişilik yarış, street fighter ve horoz dövüşü oyunudur.

G-data Yeni Nesil En Dijital Antivirüs Programınız !

Arkadaşlar en iyi antivirüs programı ne denildiginde sanki kaspersky die bağırdıgınızı duyar gibiyim (: ama degil! panda nod32 falanda degil ne symentec nede mcafe peki ne ?

Arkadaslar ingiliz bagımsız araştırmacılar bir alman sirketi olan G-data'nın en ıyı antıvirüs programı ilan etmis peki niyemi? Çünkü dünyada ki tüm baş belası virüslerin %99.9 tanıyormuş. Tabi bunu doğrulur derecesi tartışılır ama sonuçta diyorlar biz de sazan gibi atlayıp kuruyoz. (: En azından Nod32, Eset gibi programlar kullanan arkadaşların mutlaka kullanmaları gereken bir program. Kaspersky kullanan arkadaşlar hadi bee ordan en iyisi kasper dideklerini duyuyorum (: ama en sıkı rakibi kaspersky sadece %86 tanıyabiliyor.

DoubleScan'den en iyi virüs teşhis ödülü kazanmış.Sıkıştırılmış tüm dosyaların arşivlerini de tarar.Bu kadar bahsettim umarın dikkatinizi çekmiştir. (: Çünkü ben kullanıyorum ve epey memnunum...
Daha fazla ayrıntılı bilgi almak istiyen arkadaşlar için tıklayın.

Deneme sürümnü indirmek istiyen arkadaşların aşadaki linki tıklamaları yeterli 09 versiyondur. Türkçe dil özelliği var...Son olarak indir resmini tabuhan'ın bir yazısında fark ettim ve çaldım (:

Myspace Sızmak !

Türkiye böyle nereye gidiyor bir türlü anlam veremiyorum. Tabi bu anlamsız engellemeler karşısında durmak kolay Türkiye engeller biz sızarız bakalım kim vazgeçecek. (:

Geçtiğimiz günlerde popüler video sitesi olan çeşitli gruplar ile kullanıcılarına hizmet veren Myspace ne yazık ki kapandı.Peki youtube sızabiliyoruz da myspace başı kel mi (: ona da sızmakta kolay hemen anlatmaya başlıyım.

• İlk önce bilgisayarımızdan Ağ bağlantilarima sağ tikliyoruz..
• Ardından Özellikler diyoruz..Gelen sayfada Yerel ağ bağlantisina yine sağ tiklayip özelliklere tikliyoruz
• İnternet iletişim Kurallarina tiklatiyoruz..Resimde de görüldüğü gibi Dns ayarlarini 4.2.2.1 yapip onayliyoruz..

Aynı zaman da bu yöntem sayesinde bir çok yasaklı siteye de sorunsuzca girebilirsiniz...

Bu Seferde Farmville Erişime Engellendi!

İnternette erişime engellenen siteler kervanına Farmville'de eklendi.

Facebook kullanıcılarının en popüler oyunlarından olan Farmville bu sabah mahkeme kararıyla erişim engeli yedi. Facebook hesabıyla oyunu oynamak isteyen ziyaretçiler siteye girdikleri an şu yazıyla karşılaştılar.

"5651 sayılı yasa uyarınca katalog suçlar kapsamında yapılan teknik inceleme ve hukuksal değerlendirme sonucunda; bu internet sitesi (zynga.com) hakkında Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı'nın 02/10/2009 tarih ve 421.02.02.2009-272446 nolu kararı gereğince İDARİ TEDBİR uygulanmaktadır.

(After technical analysis and legal evaluation based on the catalog crimes of the Law no 5651, Administrative measure has been taken for this website (zynga.com) according to decision no 421.02.02.2009-272446 dated 02/10/2009 of "Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı")
http://www.tib.gov.tr | http://www.ihbarweb.org.tr"

Peki, bu oyunun nesi sakıncalı bulunda da bu engeli yedi bilinmiyor.

3 Gizli Bırakılmış Özne

Yeni bir paragrafa başlama hissi içinde
Konusu palyaço, bayramlar ve uçurtma olan çocuk
Bütün iklimleri yırtarak
Ellerinde kenetlenmiş bir yalnızlıkla
Öldürmeye başladı
Suratı kana boyanmış bir palyaçoyu
Uçurtmanın ipine asılı
Bir bayram sabahı


Yeni bir şiire başmala inancı olan
Ergen bir şair
Bilinçaltı kürtaj masalarında
Aldığı kan kokusuyla
İlham perisini öldürülmüş sandı
Hep özlemi kumar masalarının altına
Sinmiş bir kadını anlatma ihtiyacı içinde
Olan şair
Ne zaman aşkla başlasa
Ayrılıkla biten bir noktayı
En üst rafına koymaktadır hayatının.

Yeni bir sabahı daha ölü ama
Aynı derecede daha genç çizgilerin arifesinde

Bir otobiyografi tadında yaşamak arzusuyla kadın
Kahvaltı masasına birkaç ökçe mutluluk koymak istedi
Biraz yalnızlık olmasın istedi bu sefer
Biraz ergen bir şair
Biraz erken bir çocuk için
Sadece anne

Sadece biraz baba…